Sözde Balyoz Davası, Türk Hukuk tarihine kara bir leke olarak geçti. Yüzlerce asker iftirayla ve dijital bir kurguyla hâkim karşısına çıkartıldı, tutuklandı, yargılandı ve hatta mahkûm edildi.
17/25 Aralık süreci sonrası Anayasa Mahkemesinin yine tarihi bir kararıyla bu askerlerin tutukluluklarına son verildi, tekrar yargılama süreci başladı, gerçek ortaya çıktı ve beraat ettiler.
Bitti mi? Bitmedi. Bunca sahtelik ve kurguya rağmen 7 asker için Yargıtay'da süreç ısrarla devam ettiriliyor. Ayıpta ısrar ediliyor. Önümüzdeki günlerde geri kalan 7 asker için Yargıtay'ın kararı merakla bekleniyor.
Bu sözde davada yargılanarak önce mahkûm daha sonra beraat eden (E) Tuğgeneral Süha Tanyeri kitabında; sözde Balyoz kurgusunu ilk günden alarak 15 Temmuz'a kadar getiriyor. Ve tüm sahtelikleri, hainlikleri, vefasızlıkları ve gerçekleri detayları ile sunuyor.
Kitabını şu şekilde özetliyor sizlere:
"Şayet gelecekte daha özgür, daha demokratik bir Türkiye Cumhuriyetinde yaşamak istiyorsak, Balyoz Davasında yaşadıklarımızı unutmamalı ve unutturmamalıyız. Ancak böylelikle yaşanılan ıstıraplar huzur bulur.
Bizler; bir zamanlar mağduru olduğumuz bu dava sonrasında "Balyoz Davası Mağrurları" olarak tarihte yerimizi alırken, bu davayı kurgulayanlar, rol alanlar ve destek verenler ise gelecekte hukuk katliamının birer kötü figüranları olarak anılacaklardır.
Bizler bu süreçte birilerinin vesayeti altına girmiş yargı sistemi ile kişilerin insanca yaşama haklarının nasıl ayaklar altına alındığını gördük ve yaşadık.
Adaletin bir gün kendilerine de gerekli olacağı konusundaki ikazlarımızı göz ardı edenler, o zamanlar yaşanan hukuksuzlukları görmezden gelerek bırakalım yargı kendi görevini yapsın diyenler, şimdi katlettikleri bağımsız yargı sisteminden adil yargılanma beklemekte veya yargılanmamak için yurtdışına kaçmaktadırlar.
Mahkeme salonlarında Hâkimlerin oturduğu kürsünün arkasında ''ADALET MÜLKÜN TEMELİDİR'' yazar. Bu yazıyla özetle; adaletin devletin temeli, temel dayanağı olduğu ifade edilmektedir. Bu yazı sanıkların değil, yargıçların görebilecekleri bir yerde olmalı ki Yargıçlar her dakika bu yazıyı görerek verecekleri haksız kararların kişilere değil kendi devletinin temellerine zarar vereceğini idrak edebilsinler.
15 Temmuz sonrasında; bir zamanlar askeri vesayete karşı omuz omuza çalıştıklarını iddia eden müttefiklerden birisi silahlı terör örgütü ilan edilirken diğer bir ortak ise terör örgütünü himaye eden devlet konumuna düşürüldü.
Bütün bunların sonucunda müşterek hedef gerçekleştirilmiş, Türk Silahlı Kuvvetleri gerek güç gerekse halkının gözündeki itibarı açısından dibe vurmuş oldu."