Okuru karlı bir günde Tahran sokaklarına götüren Başa Dönemeyiz, Modern İran Şiiri'nin öncülerinden şair Furuğ Ferruhzad'ı, hayatındaki dört erkeğin gözünden anlatmayı deniyor. Anlatıcının sesiyle Furuğ'un sesinin birbirine eşlik ettiği Makbule Aras Eyvazi'nin bu ilk romanı, iç içe geçen biyografi-belgesel-kurmaca kimliğiyle, "Ataerkil bir toplumda, kadının birey olabilmesi, varoluşunun kenar çizgilerini kendi iradesiyle belirleyebilmesi önünde ne tür uyuşmazlıklar ve çelişkiler baş gösterir?" sorusunu usulca kurcalıyor.
"Zihnimizin dışında işleyen o saat, bedenimizi toprağa doğru eğiyor yalnızca. Ne garip, insan da meyve misali, en olgunluğa ulaştığında toprağa düşüyor, hamken de kekre bir tat bırakıyor ağızda. Belki de o kekre tat var olduğu için olgun meyvenin tadını beğeniyoruz. Zıddıyla anlam kazanıyor her şey."