Balkanlar ya da Osmanlıların ifade ettiği şekilde Rumeli bölgesi, coğrafî konumun bir sonucu olarak tarih boyunca çeşitli milletlerin hâkimiyet mücadelesi verdikleri bir alan olmuştur. Aynı zamanda Asya ile Avrupa arasında bir geçit noktası olan Balkanlar coğrafyası, bu özelliğinden dolayı her dönemde dünya hâkimiyeti iddiasındaki hükümdarlar tarafından kontrol altında tutulmaya çalışılmıştır. Balkan yarımadası, bir coğrafya parçası olarak adını dahi Türkçeden almış, Türk kültürüne beşik olmuş, Türk, Slav ve Germen kültürlerinin dönem dönem hâkimiyet mücadelelerine sahne olmuştur. Balkanlar halen coğrafya, tarihî coğrafya, siyasî ve kültürel coğrafya deyimi olarak da kullanılmaktadır. Balkanlar coğrafyasındaki Türk yerleşiminin başlangıcı ise, Osmanlıların bu bölgedeki hâkimiyetlerinden çok daha önceki dönemlere dayanmaktadır. Tarihte kurulan ilk Türk devleti olarak bilinen Hunlarla başlayan Balkanlardaki Türk varlığı, anayurt olan Orta Asya'dan göç eden çeşitli Türk boylarıyla devam etmiştir. Bu Türk toplulukları bölgenin siyasî, askerî, sosyal ve kültürel yapısına büyük etkide bulunmuşlardır. Bu bölgeye ne kadar Türk boyunun geldiği ve bunların ne kadarının varlıklarını koruyabildikleri net olarak bilinmese de, bu bölgede Osmanlı hâkimiyeti öncesi belirli bir Türk ve Müslüman unsurun bulunduğu bilinmektedir. Yaklaşık on asır devam eden Balkanları bir Türk yurdu yapma süreci, Osmanlılar zamanında büyük bir hız ve düzen kazanmıştır.