Meşhur bir Hint destanında Hindistan'ın Kuzey-Batı bölgeleri Saka Ülkesi (Sakadvipa) olarak tanımlanır. Destana göre burası suları bol, toprakları verimli, insanları uzun ömürlü ve huzurlu bir bölgedir. Çünkü burada herkes görevine sadıktır, ayrıca hırsızlığa ve yankesiciliğe rastlanmaz.
Sakalar ve yaşadıkları bölgeye ilişkin bu ifadeler, Türk topluluklarının Hint Yarımadasındaki varlıklarının milat öncesi asırlara kadar uzandığını gösterir. Müslüman Türklerin Hindistan'a girişi de onuncu asrın sonlarında Gazneli Sultan Mahmut'un Hint seferleriyle başlamış, XII. Yüzyıldaki Muhammed Guri döneminde devam etmiş ve Babür imparatorluğu ile zirveye çıkmıştır.
Bu durum, bazı dönemlerde kesintilere uğramış olsa da bölgenin 1857 yılındaki İngiliz işgaline kadar devam etmiştir. Kısacası, Hint Yarımadasının özellikle kuzey ve orta bölgeleri yaklaşık yedi asır Türk-İslam egemenliğinde kalmıştır. Bugün Hindistan'ın dört bir yanında rastladığımız yüzlerce tarihi ve kültürel eser bu durumun en önemli şahitleridir.
Ayrıca sayıları 150 milyonu aşan Hint Müslümanlarının Türklere karşı özel bir muhabbeti söz konusudur. Hatta Hindistan'ın Tamil Nadu ve Kerala gibi Güney bölgelerinde Müslümanlara "Türk kökenliler" anlamında tulukkiyar denir.
Tercüme ve telif makalelerden oluşan bu kitabın gayesi, Hint dinsel yaşamını ve düşüncesini farklı boyutlarıyla Türk okuruna tanıtarak iki toplum ve kültür arasındaki köklü ilişkilerin gelişmesine katkı sağlamaktır.