Baudelaire sembolist akımın öncüsü olarak kabul edilmektedir. Kendisinden sonra gelen şairler arasında ondan etkilenmeyen neredeyse yok gibidir. Türk edebiyatında da pek çok şairi etkilemiştir. Romantik akım ile parnas akımı arasında bir geçiş dönemi oluşturmaktadır. Parnas şairi Téophile Gautier'ye hayranlığını ifade etmektedir. Baudelaire üzerine raflar dolusu çalışma yapılmıştır ve yapılmaya devam etmektedir. Bu çalışmada Baudelaire şiiri tematik açıdan
incelenmektedir. Renk, ses ve koku imgeleri anlambilimsel açıdan ele alınmaktadır. Sembolist akıma ilham veren ve onun doğmasına hareket noktası oluşturan Baudelaire'in Uyuşumlar şiiridir. Bu şiirin ikinci kıtasının son dizesi "Renkler sesler ve kokular birbirlerine cevap verirler" şeklindedir. Tüm şiirlerine bakıldığında gerçekten de bu sözcüklerin geçmediği şiiri yoktur. Çalışma boyunca renk, ses ve koku sözcükleri bulundukları bağlamlarda ele alınarak anlambilimsel ve göstergebilimsel yöntemler ışığında irdelenmektedir. Özellikle siyah rengi çok fazla kullanmaktadır. Siyah renk onun mutsuzluğunu, karamsarlığını, ümitsizliğini, tüm dertlerini ve insani kötülüğü simgelemektedir. İçinde yaşadığı duygusal dünyayı renk, ses ve koku aracılığı ile şiire yansıtmaktadır. Duyular birbirine karışmaktadır. Renkler, sesler ve kokular birbirlerinin yerine geçmektedir. Şiir bir duygu çağrıştırma sanatı olarak kabul edersek Baudelaire duyum ve duygularını renkler, sesler ve kokular aracılığı ile şiire yansıtmaktadır. Renk, ses ve koku sözcüklerinin birbirine karıştığı, birbirlerinin yerine geçtiği Baudelaire şiirinin eşduyuma (sinestezi) dayalı bir şiirsel anlatımın ürünü olduğu görülmektedir. Belki de Baudelaire'in başka şairleri bu denli etkilemesi bu tarzı yüzündendir.