Hava yavaş yavaş kararırken gözleri küçülen ve esnemeye başlayan hayvanların tamamı yuvalarına çekiliyordu. Ormanın üzerine gecenin rengi iniyordu. Yapraklar gözden yitiyor, ağaçlar kabuklarından gecenin sesini çıkartıyordu. İçine dönen, inine çekilen ve ormanı geceye terk eden hayvanların arasında o ses yine duyuldu.
Ayaklarına sandaletini geçiren Küçük Kurbağa'nın uykusu yine kaçmıştı. Bütün arkadaşları binbir dil döküp onu uykunun güvenli ve düşler dünyasına çağırırken, neşeyle ortalarda dolaşan Küçük Kurbağa hepsine burun kıvırıyordu.
Gece, ormana sakinlik ve huzur getiriyor ama orta yerde avazı çıktığı kadar vıraklayan kahramanımız tüm bu sessizliği bozuyordu.