Bunsen'in Heidelberg'te bir laboratuvarı vardır zamanında. Bir arkadaşı ziyaretine gelir. Bunsen ciddi bir ifade ile test tüplerinin ve gaz beki'nin önünde, kapalı bir tencereyi hafifçe sağa sola çekmektedir. Arkadaşı selam verip yanına yaklaşır, merakla ne yaptığını sorar: "Asit- su testi mi yapıyorsun?" Kaşlarını kaldırır Bunsen. "Mineral bazlı bir sıvı?" Yine kaşlarını kaldırır. "Bitki özü esaslı bir deney?" Sağa sola sallar kafasını, "hayır" der Bunsen. Arkadaşı iki tur atar laboratuvarda: "Peki… O halde bir aleti sterilize ediyorsun?" Bunsen tebessüm eder:
"Tutturamadın yine..." Arkadaşı pes eder: "O zaman eminim... Tüm dünyayı yerinden oynatacak bir icat peşindesin?" Bunsen tencereyi ocaktan çeker. Yavaşça kapağını açar; birkaç sosis görünür buhar içinde. "Acıktım, sosis pişiriyorum" der. En mühim metafor teorilerinden olan, Beardsley ve Henle merkezli olarak tetkikine çalıştığımız "Absürtlük Teorisi" hususi bir terminolojiye sahip olduğu için diğer teoriler ile bağlantılı olarak ele alınmıştır. Bu minvalde "Absürtlüğün Konumu" ile izahata başlanmıştır ki bu başlık delâletten, "yalan yanlış"a; poetik çıkmazdan Sisyphos'a kadar kavramın klasik idrakini de muhtevidir. Ardından Beardsley'in izahına geçilmiştir. Bilhassa "sözlü muhalefet" ekseninde yapılan analizler "genişlemiş, içeriksel ve çağrışımsal anlam" ile "bükülme" kavramları kullanılarak detaylandırılmaya çalışılmıştır. Henle ise bu teorinin temsilcisi olmasa da muhaliftavrı yahut kendisine yöneltilen eleştiriler ile "hesaplanabilir absürtlük"ün mimarlarından sayılabilir. Metafor teorileri kapsamında yazdığımız bu dördüncü kitap ile (1.Lacan'ın Metafor Anlayışı, 2.Cicero ve Hegel'in Metafor Anlayışları, 3. Richards ve Black'in Metafor Anlayışları) tahminler yürütmek yerine kaynamakta olan tencerenin kapağını aralamayı ve pişmekte olan ne varsa ikram etmeyi amaçlamaktayız.