Şu dünyanın hâkim ve güçlü eğilimleri... Genelgeçer düşünceleri arasında kaybolmadan... Maddi, manevi, örgütlü yahut cemaatvari herhangi bir otoriteyi kerteriz almadan... Habire, ürkütülmeyecek kurbağa hesabı yapmadan... Dilini gündelik hesapların lisanı kılmadan... Sesi az çıkabilen, bastırılan, haksızlığa uğrayan, mağdur ve mazlum edilenlerin dünyasının farkında olma çabasıdır. Bu dünyanın, bütün keyiflere, tüm zenginliklere, alabildiğine rengârenkliğine rağmen, böyle bir yer de olduğunu unutmama, hatırlatma çabasıdır. O yüzden, kimileri açısından huysuz, sevimsiz, neşesiz düşünceler, cümleler, yazılar birbirini kovalar. Tsunami uyarısı meselesinden Kızıltepe'de öldürülen Uğur'a... Dışişleri Bakanı İsrail'deyken 8 Filistinli'nin tank atışıyla öldürülmesine ve bunun medyada neredeyse görülmemesine... İnançları yüzünden dışlanandan hâkim inançlara inançsızlığının bedelini ödeyenlere... "Terör kurbanı"ndan "terörle mücadele kurbanı"na... Dünyanın ve ülkenin lanetlisi sayılanlara kadar, yüreğim, aklım, bilgim, vicdanım el verdiğince... 6 Ocak 2005