Önümüzde iki seçenek var: Ya bedevilik ya medeniyet! İslâm'ın uygarlık projesi olduğunu kavrayıp onun gereğini yerine getirmeyen hiçbir formül, hiçbir reçete Müslüman ülkeler için şifa olamayacaktır. Buradaki mesele siyaset değil, İslâm'ın ne olduğunu anlama ve uygulama, yani ahlâk, kalite ve medeniyet meselesidir. Zira İslâm siyasallaştırıldıkça, Müslümanlar daha da dibe vurmaktadır. Bunu başta siyasiler, ilahiyatçılar ve diyanetçiler olmak üzere ilgili herkesin görmesi gerekmektedir. Müslümanların artık kendilerini Allah'ın imtiyazlı kulu, Hz. Peygamber'in müjdeli ümmeti olarak görüp cenneti garantilemenin rahatlığıyla daldıkları gaflet uykusundan uyanmaları ve akıllarını kullanmaları şarttır. Bunun için de, zanlarının hilafına hiç de seçkin veya seçilmiş bir ümmet bilinci ve görüntüsü sergilemediklerini, önce Müslümanların kendilerinin anlaması icap eder. Kısacası İslâm dünyası yüzyıllardan beri sürdürmekte olduğu bedevi zihniyetle, medeniyet dini İslâm arasında en kısa zamanda bir tercih yapmak zorundadır. Bedeviliğin defi, uygarlığın celbi ve bütün insanlığın selâmeti için: Aklıselim, kalbiselim, zevkiselim…