Anadolu'nun kavurucu yazından ve dondurucu kışından, sımsıcak ve yanık bağırlı insanların hayatlarından kesitleri okurken hayatı farklı yönleriyle tanıyacak, karakterlerin yaşadığı duygu yoğunluğunu yüreğinde hissedeceksin. Bu öykü yolculuğunda komşunu, arkadaşını, bir yakınını hatta kendini bulacaksın. Kahramanların sıra dışı öykülerini bir çırpıda okuyacaksın. Bazen heyecanlanacak bazen üzülecek bazen de derin düşüncelere dalacağın olaylara şahit olacaksın.
Bu, senin tarihin, değerlerin ve kültürünle bezenmiş, iğne oyası gibi örülmüş hikâyen.
Neyi beklediğimi, yağmurun bedenime temasından aldığım hazzı, huzur dolduğumu, her damlayı sevk edilen yere indirmeye memur olan varlıkların yaydığı güzelliğin farkında olan yok…
Elbisemin ıslanmış olması, havanın serinlemesi, alnımın hafifçe üşümesi elimde olmayan bir sebeple kalkıp gitmemi sağlayamadı. Yağmur yağıyor ben oturuyorum, üşüyorum, içimde bir sıcaklık var ve bekliyorum.
Yolun yarısını çoktan geçmiş olarak, bir çocuk sevinci, bir genç sevdası ile bir şeylerin gelmesini bekliyorum. Ağaçlar yeşermeye yüz tutmuş, çiçekler rengârenk, laleler bin bir gece masallarını kıskandıracak kadar etkileyici, çimler tozsuz, parlak ve göğe doğru sünmüş, bademler çiçeklerini dökmeye başlamış, adını bilmediğim alıcı renklerle bezenmiş çiçeklerle bekliyorum.