Kadın: Naifti, sabırlıydı ve sadıktı.
Karşılık görmediğini ve belki de hiç göremeyeceğini bile bile tıpkı Güneş'e âşık bir çiçek gibi sabırla, sessizce bekliyordu.
Adam: sertti, acı ve öfke doluydu.
Bir başınaydı, kendi ördüğü duvarların ardında insanlardan, hatta kendinden bile saklanıyordu. İçindeki acıyı, öfkeyi akıtmadan kendini zehirliyordu.
Ve adam, kadının içinde öyle bir ateş yakmışı ki; yıllardır aralarında esen soğuk rüzgârlar da yüksek duvarlar da bu ateşi söndürmeye yetmiyordu.
Bir kadın sevdiği için nelerden vazgeçebilirdi?
Bir adam, farkında olmasa bile en çok ihtiyaç duyduğu anda yanında olan âşık bir kalbe ne kadar karşı koyabilirdi?
Hasret ve sabırla harlanmış bir aşkın önünde hangi engeller yıkılmazdı?