"49/6"... Size neyi çağnştınyor? Vicdan... Kimine göre basit bir olgu, kimine göre ağır bir azap... Vicdanın bazen 49 adım önünde, bazen 6 km uzağında ama hep sana yakın, hep dibinde, hep ensende! "Ben gizli bir hazineydim, bulunmak istedim. Bastınlmış, üzerleri örtbas edilmiş gerçeklerin ta kendisiydim; yüzleşmeni istedim. Sancılar çektin, acılarla yüzgöz oldun, sürüldün, süründün, sevdiklerini kaybettin, aklını yitirdin ve etrafına kurdu-ğum çemberin içinde sıkıştın. Ama pes etmedin; ben hamle et-tikçe, sen dik durmayı bildin. En sonunda beni buldun: Vicdan'ın Rahat etsin!"
Polis sirenlerinin kulakları tırmalayan gürültüsü eşliğinde kornalar da duyuldu. Paldır küldür duyulan ayak sesleri de eşlik etti. Her yere dağılan memurlann bellerindeki telsiz sesleri, mekfinın içinde yankılanmalar yarattı. Olay yeri şeritleri çekildi, silahlar alınıp delil poşetlerine kondu, maktullerin nabızlan, adet üzere kontrol edildi. Ölmüşlerdi. Bir polis, Nigar'ın nabzını kontrol ederken elinin neden sımsıkı kapandığını anlamak için baktı, azami bir gayretle kadının elini açtıgında, bir kağıt parçası gördü. Buruşmuş kağıdı düzeltirken gözlerine, bilgisayar hattıyla ve koyu puntoyla yazılmış bir not çarptı.''Beni Vicdan Öldürdü''