dünyayı, diyorum bir çocuğun koşarken
düşürdüğü karanfile sar, yoksa
iyileşmeyecek kanın kırmızısındaki
kırık, ıssızlığın kalbindeki açık yara!
dinmeyecek ruhumdaki orman
gürültüsü, şehre döktüğüm sözcükler
bir derin hebada bile susmayacak
caddelerde bir esmer şarkı?
sonra şu güneş karnavalında üşümek:
içimde mevsim delirmesi! Baharın
dökülmesi, gözlerimdeki ağaçtan!
akıp gitmesi de diyebiliriz nehrin
dağlara… denizler mi?
bekleyiş! soylu çalkanış!
Vaktin iç çekmesi; yittiğim aynalarda
Boşluğa kanat çırpan martılar…
ey aşk! Düşmek düşün içinedir bende.
yanılırlar.
-bir dipnot düşeyim dedimdi-