Küçük çocuk apartmanın girişinde, demir kapının hemen arkasında yerde boylu boyunca yatıyordu. Boya sandığı ortadan ikiye ayrılmış, fırçalar, boyalar etrafa saçılmıştı. Boğazı paramparça edilmişti. Apartmanın içi kan gölüne dönmüştü. Manzara midemi bulandırdı. Çok cinayete tanık olmuştum. Çok vahşet görmüştüm. Biz cinayetçilerin kaderidir bu. Ama bu yaşta bir çocuğa böyle bir şey yapıldığına ilk defa şahit oluyordum. Tüylerim diken diken oldu.
Melike allak bullak olmuş bir yüz ifadesiyle, güçlükle,
"Bunu yapan insan olamaz!" diyebildi.
"Cinayetçi olduğuna pişman mısın?"
"Kesinlikle değilim. Bunu yapanı yakalamak istiyorum."
"Umarım yakalarız."
Bir boyacı çocuğun vahşice öldürülmesi ile başlayan soruşturma, Başkomiser Galip ve ekibini kısa zamanda bir seri katilin, görünüşte birbirleriyle ilgisiz duran cinayetleriyle karşı karşıya bırakır.Bir yandan sevgilisi Aylin'in yasını tutan, bir yandan depresyonuyla mücadele eden Başkomiser Galip belki de kariyerinin en zorlu vakasıyla uğraşmaktadır.
Oğlak yayınları,Polisiye edebiyatının usta yazarlarından Çağatay Yaşmut'un ,"Başkomiser Galip Polisiyeleri" üçüncü kitabı Beni Yavaş Öldür'ü yayımlamaktan gurur duyar…