Yirminci yüzyılın ortalarından başlayıp, yirmibirinci yüzyılın ilk çeyreğine kadar yetmiş seneyi aşan hayatımda birçok olayın içinde veya kenarında bulundum. Ömrümün sonbaharında kaleme aldığım bu çalışmamla çocukluğumdan başlayarak tahsil hayatımı, siyasî maceralarımı, sosyal ve kültürel faaliyetlerimi kronolojik bir sıra dâhilinde anlatmaya çalıştım.
Yaşadığım olayların yorumu, ortalama bir Müslüman-Türk insanının değerlendirmeleri olarak kabûl edilmelidir. Başka bir deyişle bu çalışma, bir sosyolojik analiz kitabı olmayıp ancak yaşadığım anları kendi zihin süzgecimden geçirerek yine benim yorumlayıp değerlendiğim ve olaylar zinciri olarak kaleme aldığım yazılarımdan ibarettir.
Ancak naklettiğim olayların okuyucuya, yaşadığım dönemlerin siyasî, sosyolojik ve kültürel özellikleri hakkında bir takım ipuçları verdiği inancını taşımaktayım. Bu hatıratın bana göre en önemli tarafı da bu husustur. Zira bizim nesil, Dünya'nın, Türkiye'nin ve Kayseri'nin köklü kültür değişikliklerine uğradığı, bir zaman dilimini yaşamıştır. Karasabanı da, Ay'a ayak basan insanı da gördük. Gaz ocağında pişen yemeği de yedik, Rusya'dan gelen doğalgazda pişeni de. Toprak damlı evlerden apartman katlarına, yer sofralarından masalara, eşek veya at arabalarından uçaklara, Tommiks çizgi hikâyelerinden, 4-G liplay station serüvenlerine, daktilodan bilgisayara ve internete geçiş dönemlerini safha safha yaşadık.
Yani köprü nesil…
Ben Köprünün Geçmiş Yakasını Anlattım. Şimdiki Zaman Yakası Zaten Yaşanıyor. Okuyucuya Düşen, İki Yakayı Mukayese Etmektir" Diye Düşünüyorum.
Halit Erkiletlioğlu