On dokuzuncu yüzyılın son çeyreğine doğru, 1872'de İstanbul'da doğan Karnik Garmiryan'ın yaşamının en önemli uğraşı müzikti. Çocuk yaşta kilise korolarına devam eden Garmiryan, bu korolarda "Ermeni notası" da denilen Hampartzum nota sistemini öğrendi. İlk hocası, Beyoğlu'ndaki kiliselerde başmuganni olarak görev yapan Rupen Civanyan'dı. İlerleyen yıllarda, kâtiplik, muhasebecilik gibi işlerde çalışmasına karşın Garmiryan'ın müziğe olan ilgisi hiç sönmedi. Besteler yaptı, güfteler yazdı. Bu kitapta tamamına yer verilen, peşrev, saz semâisi, beste, ağır semâi, yürük semâi, şarkı, kanto, türkü, düet, zeybek, fokstrot formlarında 135 eser besteledi. Bu bestelerin bazıları antolojilere girdi, bazıları çeşitli seriler içinde yayımlandı, kimi de plağa okundu. Eserlerini Hampartzum notasıyla kaydeden ancak batı notasını da kullanan Garmiryan'ın müzik tutkusu o kadar canlıydı ki boş zamanlarında başka bestekârların eserlerini, Ermeni kilise müziğine ait ilahileri, bu arada ünlü bestekâr Bimen Şen'in (Der Gazaryan) bestelerini notaya almış, böylece önemli bir kişisel arşiv oluşturmuştu. Bugün artık tarih olmuş bir devrin ve çelebi ruhlu İstanbul beyefendilerinin son temsilcilerinden biri olan Garmiryan, yaklaşık iki yıl süren bir hastalık döneminden sonra, 13 Ekim 1947'de hayatını kaybetti ve Şişli Ermeni Mezarlığı'na gömüldü. Ardında, kâh hüzünlü kâh neşeli onlarca eser ve yüreğinin dost ezgisini bırakıyordu.