Fâdıl Sâlih es-Sâmerrâî çağdaş asırda beyânî tefsîr metodunun yaşayan en önemli temsilcilerindendir.
Sâmerrâî'nin BEYÂNÎ TEFSÎR YOLU adıyla tercüme ettiğimiz bu eseri, Ayşe Abdurrahman'ın BEYÂNÎ TEFSÎR adıyla Türkçeye tercüme edilmiş tefsirinden sonra beyânî tefsîr alanında yazılan ve dolayısıyla bu tefsîr metodunu bir adım ileriye götüren önemli bir eserdir. Bu alanda yazılmış ikinci tefsîrdir.
Beyânî tefsîr, genel tefsîrden bir cüz olup takdîm-te'hîr, zikir-hazif, teşâbuh-ihtilâf ve bir lafzın diğerine tercih edilmesi gibi çeşitli anlatım tarzları üzerinde yoğunlaşarak Kur'ân ta'birlerini ve Kur'ân uslûbunu edebî / sanatsal açıdan açıklayan bir tefsir metodudur.
Belâğat, fesâhat, ses ve ifade güzelliği yönünden Kur'ân'ın beyânî 'icâzını ortaya koyan bir tefsîr yönelişidir. Sâmerrâî bu eserinde tıpkı selefi Ayşe Abdurrahman gibi sadece on dört sûrenin tefsîrine yer vermiştir.
Sâmerrâî'nin bu eserin giriş kısmında zikredip uyguladığı ve diğer eserlerinde de ortaya koyduğu beyânî tefsîrle alakalı metodolojik ilkeler, bu yolda yürüyenler için çok önemli ''uyarı levhaları'' dır. "