Bir gökkuşağının içinden geçip, gireceklerdi sahneye. Mor, sarı, yeşil, mavi, eflatun ve kırmızı renklerin altından hem de. Kalabalık bir orkestra, usta bir şef, jüri ve milyonlarca seyirci.Aradığı ortam ve amaç oradaydı.Emeklerinin meyvesini bir altın tepsi içinde sunuyordu Tanrı. Gelmesini düşlediği, hayalinde yaşattığı o cennet, o başarı basamakları, o parlayan güneş önündeydi şimdi. Kazanmak ya da kaybetmek...
Yoktu böyle bir tasası.