"Allah yapacağını bilir!" diyerek sözü aralarında yayıyorlar, her olayda suçlu Osman'ın postallarını gösteriyorlardı. Oysa hiç görmediler güneşin kızgın öfkeli halini. Salt duydular. Duydukları kulaktan dolma fetvalardı... Gerçeği bilseler, Osman'ın postalları altında ezilen arkadaşlarının durumuna bu kadar üzülüp fetvanın buyruğunda gizli isyan birikimi yaşamazlardı. Ama kar taneciği boyun eğmezdi baskıya...
Soluklanmak için durdu sesleri seçmeye koyuldu , sesin yönü değişti. İki cepheden çatal çatal gelmeye başladı.
"Yankısı," dedi elini kulağına vererek başını sağa sola çevirdi , birden irkildi. Karlı yüzünü ateş bastı,
"Olamaz! Kurt ssi , onların ulumaları! Tüh , Allah kahretsin! Bir bu eksikti!" dedi ve bir an ölümü ensesinde duyumsadı.
Dışarıdakilerden değil senin gazabından korkuyorum.Şurada başbaşa kalmış gibisyiz; Senve ben... Sen her şeye hakimsin. Benim sadece gördüğüm şu küçük kulübem var, o da emanet. Gel seninle dünyayı paylaşalım: Dışarılar canavarlarıyla senin olsun , içeri benim. Benim payıma düşen küçücük yer. Paylaşım adil mi oldu bilmiyorum , ama sen yoluna ben yoluma!.."