Sinema sanatının vazgeçilmez figürü olan sinema makinistleri, bir bakıma o düş şatolarının büyülü kapılarını seyircilere aralayan kişilerdir. "Büyülü Fener Bekçileri" olarak da nitelendirilen bu kişiler, seyircilerle birebir iletişim kurabilen, seyir kültürünü gözlemleyen ve hatta deneyimleyen yegâne kişiler olması bakımından sinema kültüründe çok önemli bir yer taşır. Ancak sinema sanatında yaşanan dijital dönüşümle birlikte 35 milimetre projeksiyon makineleri yerini dijital makinelere bırakınca ve film gösterimleri bilgisayarlı sistemlere entegre edilince makinistlik mesleğinin de önemi azaldı. Her şeyin otomatikleştiği bu dönüşüm sonucunda ise zanaatkârlık ve ustalıkla mesleğini yürüten emektarlara ihtiyaç kalmadığı söylendi! Yeşilçam sinemasının masal anlatıcıları da o çok sevdiği düş şatolarından birer birer ayrılmak zorunda kaldı. Yıllarını sinemaya adamış, ömürlerini küçücük makine odalarında geçiren bu kişilere göre bu ayrılık oldukça hüzünlü, dramatik ve yitik bir şekilde gerçekleşti. Yeşilçam sinemasının emektar film makinistleri, şimdi hatıralarıyla ve anılarıyla bu çalışmada Türk sinema tarihine ışık tutuyorlar…