Dünya hızla değişip gelişmektedir. Dünyadaki bu hızlı değişim ve gelişim eğitimi dolayısıyla eğitim sistemlerini de değişmeye mecbur etmektedir. Diğer ülkelerde olduğu gibi ülkemizdeki eğitim sistemi yapılandırılırken nasıl bir insan yetiştirileceği, hangi hedeflerin gerçekleştirileceği ve hangi yöntem ve metotların işe koşulacağı içinde bulunduğumuz çağın ihtiyaç ve gerekleri göz önünde tutularak belirlenmelidir.
Modern eğitim sistemleri, son zamanlarda insan beyninin çalışmasına, öğrencilerin doğal öğrenme süreçlerine, çağdaş öğretme ve öğrenme ilkelerine, kalıcı öğrenmenin gerçekleştirilmesine uygun öğrenme yaklaşımlarına yönelmektedir. Bu öğrenme yaklaşımları ile öğretilen bilginin nerede ve nasıl kullanılması gerektiğini bilmekle yetinmeyip öğrendiklerini analiz eden, sorgulayan, eleştiren ve uygulayan bireyler yetiştirmek hedeflenmektedir.
Başka bir deyişle öğrendiği bilgileri zihninde ezberleyip, depolayan değil hayatının her aşamasında kullanabilen özgüven sahibi, analitik düşünebilen bireyler yetiştirilmeye çalışılmaktadır.
Öğretmenin anlatmasına öğrencilerin ise dinlemesine ve ezberlemesine dayalı geleneksel öğretim yöntemleri, günümüzde yerini öğrencinin etkin ve aktif olarak öğrenme sürecine katılmasını sağlayan Beyin Temelli Öğrenme, Yapılandırmacı Yaklaşım, Çoklu Zekâ gibi yaklaşımlara dayalı yöntem ve tekniklere bırakmaya başlamıştır.
Nitekim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi öğretim programlarına bakıldığında bu programların dayandığı öğrenme yaklaşımlarının Çoklu Zekâ, Yapılandırmacılık ve Öğrenci Merkezli Öğrenme vb. öğrenciyi merkeze alan yaklaşımların kullanımına işaret ettiği görülmektedir