Modern şairin karşısındaki en büyük engel, kalabalığa benzeme sorunu. Her şeyin, arasına karbon kağıdı konulmuşçasına benzerini (t) ürettiği çağ içre, şair de bu durumdan payına düşeni almakta. Sanatın bitip taklidin başladığı noktanın aynı nokta olduğu söylenir. Türk şiirinin seyrettiği vasat da bundan ibaret.
Yine de sanat ve edebiyatımızın aktığı nehrin kurumayacağına dair derin bir inanç besliyoruz. Kenan Çağan'ın üçüncü şiir kitabı Bıçkın, tam bu noktada sunuyor itirazını. Gündelik hayat, kara siyasa, kirli kapitalizm, sağır ideolojiler karşısında şairin iç sesi kirlenmiyor; bilakis neşeli bir endişeye bürünmeyi seçiyor. Başkasının şarkısını söylemek yerine kendi ezgisini terennüm ediyor:
"o yüzden atlasın kıvrık ucundan sarkıp evrenle hiclik arasındaki ilmeği tutabilen/e aşk olsun"