Öncelikle belirteyim. Ben bilge değilim. Ara sıra bilgelik moduna giriyorum.
Özel bir insan değilm. Ama özel zamanlarda özel bir yerden, özel bir yükleme yapılıyor. Bunu hissedebiliyorum!
Ben mucize değilim, mucize Yaradan'da. Tanrı'da!..
Anlatmak istediğim, ben full time bilge değilim. Ama siz isterseniz part time bilge diyedilirsiniz!
Tüm zevklerden elini, eteğini çekeceksin. Ağırlık kaybedecek bedenin. Ruh olacaksın!.. Anadolu'da Derviş, Tibet'te Lama olacaksın!..
Yaşadığımız topraklarda, Anadolu'da dervişin bir testisi, bir kuru ekmeği,bir asası, bir çulu olur. Bir mağarada, bir dağda, bir ormanda insanlardan uzak yaşar.
Bilge tüm yaşamsal boyutları aşar, sevgi ve onur boyutlarının üzerine oturur. Bir tek boyutu aşamaz. Utanmak... Bu boyutu da alır, ruhudan saklar.
Bilge olmak kolaymı?
Kalbini, ruhunu ve bedenini tüm ihtiraslardan kin ve öfkeden (negatif enerjiden) arındıracaksın!.. Bir kent yaşamımda, kirlenmiş bir zaman diliminde bilge olmak mümkünmü? Bilge kalmak mümkünmü? Bilgeliğin tüm dünyada bir okulu bile yok.
Sadece bir bilge kalem var elimde. Ben yazmadım..! Hep bir yazdıran vardı..! Bırak bilgeliği, ben ancak bir bekçi olurum bu yaşam boyutunda.
Sevgi ve onurun evrensel bekçisi...
Bilge gözler görecek. Bilge kalem yazacak... Bilge kalemin yazdıkları yaşandı, ya da yaşanacak...
Bu kitapta ya Tanrı'yıbulcaksınız, ya da kendinizi. İkisini birden bulabilenler şanslı..