İçinde bulunduğumuz teknoloji çağında, bilgiye ulaşma ve bilgiyi üretebilme dünya sahnesinde varlık yokluk mücadelesinin en temel noktasını teşkil etmektedir. Üreten-tüketen, yöneten-yönetilen ilişkisi çağımızda bilgi kaynaklarına erişimle, teknolojiyi ve bilgi üretimini sağlamakla ölçülmektedir.Bu noktada bilgi ve teknoloji üretiminde var olan amansız mücadelede toplumları öne çıkarıp başarıya eriştirecek olanlar donanımlı, eğitilebilmiş ve açık fikirli bireylerdir.Söz konusu bireylerin kazanımındaki aslan payı ise üstün yetenekli bireylerin tanılanması, yönlendirilmesi ve eğitimi çerçevesindedir. Tarih içerisinde birçok millet söz konusu üstün yetenekli bireylerin eğitimine önem verip vermemesi oranında tarih sahnesinde yer almış ve kendisini geleceğe hazırlayıp kalıcılığını perçinlemiştir.
Üstün yetenekli bireylerin eğitimi ne kadar önemli ise, bu eğitimin metodolojisini oluşturup sistematik ve nitelikli bir şekilde sürdürülebilmesi de o derece önemlidir. Bu noktada üstün yetenekliler ile alakalı akademik çalışmaların önemi bir kez daha gözler önüne serilmektedir.
Bu çalışmanın yapılmasındaki temel hareket noktamız, ülkemizde Bilim ve Sanat Merkezlerince yapılan üstün yetenekliler eğitimine sanat eğitimi noktasında katkıda bulunabilmek ve var olan durumu ortaya koymaktır.