Yeryüzünde bozgunculuk çıkaran, nesilleri ve ekini fesada uğratan insanoğlu; bu bozgunu şu son asırda zirveye taşıdı. İlk mücadelesinde şeytanın kötü örnekliği kendisine hatırlatılmasına rağmen çoğu zaman onun hizmetine girmişti ancak son dönemde bunu en organize seviyeye çıkardı. Allah'a karşı haddini aşan Adem (a.s)'ın muasır torunu; bunu sadece kanun koyma ve yeryüzünde hükmetme yetkisini kendi elinde görerek değil, her şekilde yeryüzünde bozgunculuk çıkararak, öldürme ve diriltme hakkını kendinde görerek atası Nemrut'un izinde yol aldı ve onun ortaya çıkardığı fesadı daha ileri noktalara taşıdı. Dilediği topraklara ölüm saçıp, dilediği topraklarda yaşam hakkı sundu ve bunu kendi dilemesine bağlı zannetti. Dilediğinin önünü açıp zenginleşmesini sağladığı, dilediğini de sömürerek onların fakirleşmesine sebep oldu.
Şeytan kıyamet öncesi kendisine verilen sürenin son dakikalarını tüketirken, işini tüm zamanların en profesyonel şekliyle ve tecrübesiyle yapıyor. Globalleşen ve küçük bir köy haline gelen dünya, şeytanın bir avucuna sığacak ve kolayca kontrol edebileceği bir mezra haline geldi. Tüm geçmiş tecrübelerini birleştirerek kurabileceği en profesyonel sistemi bu küçük köy üzerinde kurdu, profesyonel bir şekilde de düzenini devam ettiriyor.
Faiz, kumar, içki, zina, müzik, eğlence, israf ve daha nice mefsedet; başka isimlerle, değişik organizasyonlarla cahil ve nankör insanoğlunu saptırmak için her köşe başında tuzaklandı. Bunlar yanında ekin ve neslinde yaratılışıyla oynayarak insan, içinden çıkılmaz bir kısır döngüye sokuldu. Aslen Allah'ın verdiği imtihan vesilesi olan hastalıktan, yine O'nun dilemesi ve izni ile kurtulmak için bir vesile olan "tıp", günümüzde tam anlamıyla sihirbazın elinde asaya dönüştü…