Hayatını bilimkurguya adadı ve bilimkurgu onu, o bilimkurguyu şekillendirdi…
20. yüzyılın başlarında, adını "olağanüstü-bilimsel roman" olarak belirlediği bilimkurguyu tanımlamak ve kuramsallaştırmak gibi zor bir görev üstlenen Fransız yazar Maurice Renard, entelektüel açıdan kışkırtıcı ve cesur makaleleriyle hem türün gelişimine hem de dönemin edebiyatçılarına yön vermeyi başarmış̧ az sayıda aydından biridir.
Jules Verne'den Rosny aîné'ye, Edgar Allan Poe'dan H. G. Wells'e birçok yazarı bilimkurgu çerçevesinde inceleyen Maurice Renard, Fransız Bilimkurgusu'nun kendine has dünyasını teorik zemine oturtarak bir disiplin bilinciyle bilimkurguya "hedef" sunuyor. "Olağanüstü̈-bilimsel roman" olarak nitelendirdiği bilimkurguyu zaman içerisinde "varsayım romanı" olarak da anmaya başlayan yazar, imge olarak Giambologna'nın muazzam bir ifadeyle hayat bulmuş̧ heykeli Uçan Merkür'ü hayal etmemizi istiyor. Yol gösterici ve geleceğin habercisi ve bir o kadar estetik bir imge olan Uçan Merkür, Renard'a göre tam anlamıyla bilimkurgu yazını ve yazarlarının doğasını simgeliyor.
Yazarın üç makalesinden oluşan ve bir manifesto niteliği taşıyan bu derleme, edebiyatta yaratıcılık peşinde koşan yazarları, türe nüfuz etmek isteyen okurları ve bilimkurgunun kuramsal boyutuna kafa yoran araştırmacıları "bilinmeyen"in peşinde düşünsel bir maceraya davet ediyor.
Fihrist Kitap olarak hayata geçirdiğimiz bu dizinin tam da böylesi derin tartışmaları barındırmasını ve düşünsel metinleri kapsamasını amaç edinmiştik. İşte bu yüzden Maurice Renard gibi bir bilimkurgu yazarı ve teorisyenini Türkçeye kazandırdığımız için ayrı bir mutluluk yaşıyoruz.