Felsefeyi hayata, yaşanabilir değerlere indirmek isteyen her girişim, karşısında, deneyimin üstünde dalgalanan, deneyimi sadece peşinden kabul edilmesi gereken bir akıl iktidarıyla sınırlayan zihinci sistemleri bulur. İşte bunun içindir ki, pragmatizm, felsefeyi "dolaysız deneyim"in denetim ve formülü altına koymak için ilkin zihinci sistemin psikoloji ve metafiziğini yıkmak zorunda kalmıştır.
Öbür taraftan, kendisini bilimin her türlü denetim veya metodolojik ilişkisinden ayrı görmek isteyen felsefe de bu gidişinin sonunda, bir zamanlar Hegel'de en son biçimini almış olan arı akıl ve çıkarım işine düşmüştür.
Bu felsefe, geleneksel felsefe gibi, kendisini belirlenmiş bir aklın içinde hapsetmeyip, insan derin düşüncesinin doğayı düşünmek ve doğayı teknikleştirmek üzerinde yaptığı bütün bu girişimlerinin tarihini kendisinde taşıyacaktır. Bu yolla derin düşünce, statik olmaktan çıkarak, dinamik ve her zaman harekette ussallaştırma ilkesi olacaktır.
Aslında onun en ayırıcı karakteri dogmatik felsefelere karşı, olası herşeyin matematiksel felsefesi olmaktır. Bunun içindir ki, ona en çok itiraz edecek sistemler dogmatiklerdir. Şurası kesin, skolastisizm yalnız bir devrin adı olmaktan uzaktır, o, deneyimin sürekli soruşturmalarla reelleştirdiği fizik verilere yer vermeyen her türlü doktrin ve düşünüşün adıdır.
Kısacası, insan deneyimleri arasındaki ilişkileri anlamak isteyen herhangi bir kimsenin, tamamıyla meşru konumuna karşı çıkmak aklımızdan geçmez. Biz yalnız daha ötelere geçmek isteyenlere ve bilim adamlarının eliyle yapılmış bir bilim yönü alan felsefeyi yerinden uğratmak isteyenlere karşı çıkıyoruz.