"Çoğu zaman söylenenler anlatılmak istenen şeylerin sadece gölgesidir. Dil yorulunca devreye suskunluklar girer. İşte bu yüzden, sustuklarımız söylediklerimizin gövdesidir."
Sıradan bir hayatın içinde sessiz adımlarla ilerleyen Yalçın'ın karşısına, her yedi yılda bir, kendine Avcı diyen gizemli bir adam çıkar. Her seferinde hayatının çok zor bir döneminde Yalçın'ın karşısına çıkan Avcı'nın son gelişindeki sebep, diğerlerinden çok farklıdır. Ve böylece Yalçın ile Avcı; geçmiş ve geleceğin, düş ile gerçeğin iç içe geçtiği bir yolculuğa çıkarlar.
Bu yolculuğun sonunda Yalçın'ı iki şey beklemektedir; ya her şeyi olduğu gibi kabul edecektir, ya da deli gibi görünecek olmasına rağmen her şeyi inkâr edecektir.
Zekice kurgulanan ve mizahtan ödün vermeyen bir üslupla yazılanBilinmeyen, çok katmanlı bir hikâye sunuyor.