Davetin ve tebliğin çileli yolunda Rabbimiz, Müslümanlara daha risaletin başlangıcında namazı emretmiştir. Diğer ibadetlerden farklı olarak namaz, peygamberlikle beraber başlamıştır. Risaletle beraber başlayan iki ibadet vardır; biri namaz, biri de cihattır. Cihadın mukatele türünü dışta tutarak bu ifadeyi kullanıyoruz. Cihat ile namaz birbirleriyle çok irtibatlıdırlar. Şöyle ki Hz. Peygamber; Allah'ın dinini hâkim kılmak için cihadın davet, tebliğ, inzar, münkeri yasaklama ve marufu emretme türlerini uygulamaya başladığında müşrikler onu engellemeye ve davetini akamete uğratmaya çalışmışlardır. Bu dönem çilenin en yoğun olduğu dönemdir. Yüce Allah, Müslümanlara namazı emrederek hem Müslümanların kendisiyle manevi irtibat kurmalarını istemiş hem de namaz vasıtasıyla Müslümanların ruhlarını takviye etmiştir. Daraldıklarında ve yorulduklarında Resûlullah'ın ve Müslümanların namaza durmaları bunun kanıtıdır. Daha İslâm'ın başlangıç yıllarında gece namazıyla emredilmelerinin birçok hikmeti var ama bu hikmetlerden biri de gündüz verecekleri mücadelede korkaklık ve dünyevi endişeleri yenmek için manevi bir takviyedir.