Kaygılar, keşkeler ve acabalar dolanıyor dilime. Sonra baktım ki dillendirmenin faydası yok, ben direndikçe çoğalıyorlar zihnimde ve yüreğimde.
Henüz gelişmekte olan çocuk ruhumsa keyifli ve heyecanlı. Karanlıkların içine içine dalıyor saklambaç oynarken. Tepedeki o iri görünen dutu almak için yükseklere inat ağaçlara tırmanırken ne korkusu var düşerim, dizim yaralanır, acır, kanar diye ne de endişesi var elbisem çamur olur, yırtılır ve kirlenir diye.
Kapım çalıyor bir gün. Diyorum ki kimsin sen? Diyor ben Sevgi Aç bak çok beğeneceksin hediyelerimi.
Rengarenk bir mum ışığı, karanlık gecelerinde hatırlatsın sana her deneyiminin bir aydınlığa varacağını. Bir parça umut, onunla şen tut kalbini ve vazgeçmeye her niyet ettiğinde daha sıkı tut onu. Hayal defteri, kocaman hayallerini yaz ve yazdıkça süsle düşlerini, düşüncelerini. Her şeyin mümkün olabildiğini hatırlat kendine gerekirse her gün. Bir iki de güzel metin ekledim. Okudukça sev ve sevdikçe anla kıymetini istedim.
Bir küçük de tavsiyem var defterinin kıyısında. Dans ile besle ve coşkunla büyüt dileklerini. Sonra? Sonrası sana kalmış.
Şunu da bil ki: Var olabilmenin en güzel yolu, varlığının yüce değerinin farkındayken kendi ışığına sahip çıkarak yaşama dâhil olmaktır.