Yidiş dilinin en büyük yazarı, Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Isaac Bashevis Singer'ın toplu öyküleri üç ciltte bir araya geliyor. Bu ciltte, Varşova'da ve Polonya'nın küçük Yahudi yerleşimlerinde geçen öykülerin yanı sıra, Doğu Yahudilerin yeni yurtlarındaki maceralarının anlatıldığı öyküler de yer alıyor. Girdikleri her yeri yakıp kül eden lanetliler, genç kızlara musallat olan hınzır ruhlar ve ölmekte olan bir dilde yazan sürgünlerle kaynaşan, mucizelerle felaketlerin her köşe başında pusuda beklediği bu öykülerde, yirminci yüzyıl edebiyatının en büyülü dünyalarından biri var.
Öykü türünün büyük ustalarından Singer'ın gerçekçilikle olağanüstüyü, yerelle evrenseli iç içe geçiren bu küçük başyapıtlarında, yok edilmiş bir kültür bütün zenginliğiyle yaşamaya devam ediyor.
"Singer'ın hikâye anlatıcılığının berrak karmaşıklığı hâlâ şaşırtıcı; halk hikâyelerinden çıkma mistisizmle şehre özgü kozmopolitliği, ironik mizahla trajik kaderciliği harmanlayışı hayrete düşürme hünerini korurken, sürgün ve asimilasyon hakkındaki öyküleri etkisini bugün de sürdürüyor."
The Boston Globe
"Singer'ın "Kafeterya" öyküsünü altmış yetmiş kere okudum; her okuyuşta öykünün ışıltısı artıyor. Singer hayatta kalma denen kara komedinin dehalarından biri."
Rivka Galchen