Bazı şairler bazı kavramlarla özdeşleşmiştir. 'Vatan Şairi' denince akla Namık Kemal, 'Bayrak Şairi' denince Arif Nihat Asya gelir mesela. İşte hem yaşadığı dönemde hem de sonrasında 'İslam Şairi' yahut 'Kur'an Şairi' denince de Mehmed Âkif anlaşılmıştır. Ne büyük şeref... Mehmed Âkif, çok az insana nasip olan bir sevgiye mazhar olmuştur. Denilebilir ki İstiklal Marşı nasıl ki bir 'Millî Mutabakat Metni' ise Âkif de âdeta bir 'Millî Mutabakat Adamı'dır. Ülkemizde çocuklara en çok verilen isimlerden biri Âkif'tir. Başka bir İslam toplumu var mıdır bilmiyorum, bir peygamber veya sahabe ismi olmadığı halde millî şairinin ismini bu denli çok kullansın... Bir dava adamı olan Âkif, bu sevgiye durduk yere nail olmamıştır elbette. O, İslam coğrafyasının ve Anadolu'nun vicdanı, sesi ve yürek sızısıdır. Hayatı boyunca inandığı değerler için mücadele etmiş, inancından taviz vermemiş, mücadelesinden ötürü hiçbir maddi karşılık beklememiştir. O; hakiki bir iman, samimiyet, vefa, fedakârlık ve tevazu gibi üstün meziyetlerle donanmış bir ahlak abidesidir.