Feridun Ulusoy'un 7. yapıtı, ama ilk Öykü kitabı olan Bir Delinin Hezeyanı, yazarın, insan yaşamının gerçekleriyle ilgili izlenimlerini, gözlemlerini, deneyimlerini ele aldığı öykülerden oluşur. Kitapta ilk bakışta göze çarpan şey, Ulusoy'un sözcüklerle kurduğu sıkı ve sağlam örgünün, şiirsel bir anlatım niteliği taşıdığıdır. Kanımca, edebiyatın "Öykü türü" ne tat veren en önemli özellik de şiirselliktir. Kitapta gözlenen bu şiirsellik, özellikle Şahmeran' da doruk noktasına ulaşır.
Zaman İkilemi adlı öykünün, insanda uyandırdığı gülünesi hüzün, Hey Güzel Yurdum Hey' de yansıtılan trajikomik ögeler, üstünde durup düşünmemizi gerektiren toplumsal olayları vurgular. İçsel gücünü kullandığında, insanın neleri başarabileceğine acıklı bir örnek oluşturan Melek, bir sanatçının, heykeltıraş Rodin ile sevgilisi Camille'in iç sızlatan öyküsüne benzeyen yazgısının işlendiği, kitaba adını veren Bir Delinin Hezeyanı ve öteki öyküler, güncel konuların, su gibi akıcı bir dille kaleme alınmış, hoşgörülü eleştirisi de sayılabilir.
Dilinin yalınlığı, biçeminin sağlamlığı ile bu öyküler, Alberto Moravia'nın yenigerçekçi öykülerini anımsatır. Öykülerin merkezinde insan vardır. Toplumsal yaraların örselediği insan figürleri, sıradan, halktan kişiler, günlük olaylar, ironik bir kurgu içinde, "kara mizah" ile anlatılır. Yazar, gülünçlüklerin altında yatan acı gerçeğe değindiği öykülerin kahramanlarına, sevecenlikle yaklaşır; zaman zaman kurguya kendisini de katarak, olayları içten izler. Kısacası, düzenin çelişkilerinden kaynaklanan gerçekçi bakış açısı, hemen hemen tüm öykülere egemendir.
Öykü dalında da ustalığını kanıtlayan Feridun Ulusoy'un, öykücülüğümüze yeni sentezler katacağı müjdesini veren öykülerinin, okurun da hoşuna gideceğini umuyorum.
- Gülbende Kuray Ulusoy