Kadıköy'ün o renkli, zihinsel bir atılım yaşadığı, isabetli bir değerlendirme ile 1990-2005 arasındaki şiir dolu günlerin, toplantıların üzerinden yaklaşık 15 yıllık bir süre geçmişken. Gerçi bu toplantılar canlı bir biçimde her hafta 2013'e değin sürdü. Bu yazıyı yazdığım tarihe değin de arada bir toplantılar yapıldı/yapılıyor. Farklılaşmış, yeni bir biçim almış, değişik kişilerle canlanmış bir halde; bu yazıda yeri geldiğinde değineceğim bütün bunlara. Ancak 1990-2005 arası yıllar Kadıköy'ün ve dolayısıyla Türkiye'nin altın yıllarıydı. Şunu söylemek istiyorum, bu yıllar kendiliğinden, Kadıköy'de şiir aşkının, şiirin yeşerip çiçeklendiği yıllar oldu. Kadıköy'ün şiir adına bir daha böyle şenlikli yıllar yaşayacağını sanmıyorum. Zira olay sadece birkaç kişinin ısrarlı biçimde her hafta buluşması değildi, yaşlısıyla genciyle şairlerin ve ressamların şiir, edebiyat, resim konuşmak için bir araya geldiği, tartıştığı yıllardı, Dönemin Kadıköy'de süren Cemal Süreyyaların perşembe-cuma, Eray Canberk, Yusuf Atılgan, Yusuf Çotuksöken ve arkadaşlarının perşembe günleri düzenli biçimde sürdürdükleri toplantıların bir devamı da değildi. Ya da bu geleneğin sürdürülmesinin ortaya çıkardığı bir olgu da değildi. Bir ruhsal biçimlenmeydi, kendiliğinden gelişen, bir potansiyelin virtüel bir gücün somutlaşması olayıydı. Metin Cengiz