"Sanat, zamana direnmesi beklenen eserlerden oluşur. Bu kavram ise her şeyi tüketen, çabucak unutan ve çöpe atan bir toplum düzeninde son derece nostaljik olur. Kundera'nın bu toplumsal yapı karşısında kendini konumladığı yer uzak bir köşedir ve elinden o köşeden kayıtsızca ama aynı zamanda hüzünle kahkaha atmaktan başka bir şey gelmez. Romanları hep bu hüzünlü kahkahaların söze çevrilmiş biçimleridir."
Gülüşün ve Unutuşun Kitabı'nda, "Roman, bir insan hayalinin ürünüdür. Başkasını anlayabilme hayali,"der Milan Kundera. Uluslararası akademik camianın anlaşılmaz biçimde görmezden gelip hakkında kalem oynatmaması Milan Kundera'nın çağımızın en önemli yazarlarından biri olduğu gerçeğini gölgeleyemese de, büyük bir eksikliktir doğrusu.
Zekiye Antakyalıoğlu'nun, Kundera'nın yapıtını her şeyden önce iyi bir okur, sonra da bir akademisyen olarak büyük bir titizlik ve yetkinlikle inceleyerek son derece ustaca kaleme aldığı bu metin, yazarı daha derinden anlamaya rehberlik etmesinin yanı sıra, eşsiz bir okuma keyfide sunuyor okura.