"Savaş, cehennem gibi olsa da cennete bir biletti(H.D., S.259)..." Yerseniz! Öyle olsaydı, emperyalist ülke ve merkezlerin kendi toprakları dışında, başka coğrafyalarda yaşayan milyonlarca emekçiyi, üretici gücü üretimden ve yaşamdan koparan, komşu halklarla hatta kendi yurdunda diğer halklarla karşı karşıya getiren emperyalist savaşlara önce kendi çocuklarını göndermeleri beklenirdi. Savaşlarda yıkılan çevre kapitalist ülkeler ve kıyıma uğrayan ise bu toprakları yurt edinen, emperyalist demokrasiyle tanışana değin barış içinde bir arada yaşayan halklar olduğu gerçeği tüm çıplaklığıyla ortada durmuyor mu? Görmüyor musunuz; 1991'de çözülen Sovyetler Birliği coğrafyasına, Ortadoğu'ya, Kuzey Afrika'ya, eski Yugoslavya coğrafyasına bakınız. Savaşa sürüklenen, parçalanan, bölünen, ölen kim? Peki ya, milyonlar ölüme sürüklenirken servet biriktiren kim?"