Nevevi'yi kıraat, hadis, fıkıh, adap ve ahlâk gibi İslâmî ilimlerin pek çok alanında vazgeçilmez kılan nedenlerin başında onun müdakkikliği, sistematik düşünce yapısı ve anlatım tarzı gelir. Konuları ele alırken oldukça sistemli hareket eder. Ele aldığı konuları alt başlıklara ve şıklara ayırıp sınıflandırmalar yapar. Sonra bunları tek tek inceleyip her bir şıkkın taşıdığı güçlü ve zayıf ihtimalleri değerlendirerek sonuca ulaşmaya çalışır.
Eserlerine yansıyan ihlâsına gelince, Nevevi'yi Nevevi yapan da işte bu vasfıdır. Kendisinden bahseden âlimlerin ittifakla dikkat çektikleri bu yönü sayesindedir ki, çok kısa ama bereketli bir ömre sığdırdığı eserleri sayesinde bugüne kadar ilim meclislerinin, hatta hemen her evin misafiri olmayı başarmıştır.
Memleketimizde Onun Kırk Hadis, Riyâzü's-Sâlihîn, Şerhü'l-Müslim ve el-Ezkâr gibi kitapları vesilesiyle hadisçiliği iyi bilinse de fıkıhçılığı yeteri kadar bilinmemektedir. Hâlbuki Nevevî, ibâdet ve muâmelata dair fıkıh alanında yazmış olduğu eserleri sayesinde "İkinci Şâfiî" pâyesini almış ve mezhebin sistemleşmesine büyük katkısı olmuştur. Kendisinden önceki ilmî birikimi hakkıyla tevârüs etmiş, kendisinden sonrakilere de büyük bir ilmî miras bırakmıştır. Onun fıkıhçı kimliği sadece Arap Ülkelerinde ve Ülkemizin doğusunda yaşayan Şâfii Mezhebi'ne mensup kimseler için önem arzetmiyor; bilakis herkesi ilgilendiriyor. Çünkü O, ümmete malolmuş bir âlimdir.
Bu çalışma Nevevi'nin farklı bir yönüne, fıkhi kişiliğine dikkat çekip, onun fıkıh ilmine yapmış olduğu katkıları bir nebze de olsa tanıtmaya vesile olacak ve okuyucu ile buluşturabilecekse amacına ulaşmış olacak.