Hayata pembe gözlükleriyle bakan ve her istediğini elde eden bir kızdı Gülfem Leyla Gökalp. O gözlüklerle gördüğü masalsı hayatın bir nevi prensesiydi. Ta ki beklenmedik bir olay sonucunda hiç bilmediği bir mahalleye yolu düşene kadar… Gözlük düşmüş ve pembeler kaybolmuştu, hayatın renkleri daha farklıydı artık. Daha acımasızdı.
Çünkü kalbini hiç olmaması gereken birine kaptırmıştı. Karadeniz'in hoyrat suları kadar hırçın bir adamın sevdasına bile isteye esir düşmüştü.
Kadir Agâh Varol, namı diğer Maçkalı Agâh... Küçük mahallesinde kendi halinde yaşayan tamirci bir adam görüntüsünün ardında sakladığı gerçekler bambaşkaydı. Kaçtığı bir geçmiş ve arkasında bıraktığı bir kimlik vardı. Karanlık dünyasına bir ışık gibi doğan Gülfem'e kadar onun için her şey gayet düz ve netti. Gülfem'den sonra ise bildiği her şeyin cevabı birer birer değişmiş, karmakarışık bir hale bürünmüştü.
Ortaya çıkan sırlara ve tüm olmazlara inat bir araya geldiklerinde ise kaderin ikisi için planladığı şeyler kaçınılmazdı.