Güfte mecmuaları kadim mûsikȋ tarihimiz için önemli kaynakların başında gelmektedir. Bu mecmualar yazıldığı
dönemde revaçta olan makamlar, usuller ve formlar hakkında fikir verirken bestekârlar ve güfte sahipleriyle ilgili
kıymetli bilgiler de içermektedir. Bu tür eserler güftelerin doğru şekillerini karşılaştırarak sağlam metinler
oluşturmada kolaylık sağlamaktadır. Mûsikȋ ile edebiyat arasındaki güçlü ilişki divan şairlerinin hangi
makamlarda şiirlerinin bestelendiğine bakılarak rahatlıkla tespit edilebilir. Kimi şairlerin mûsikȋ ile ilgili
kavramları şiirlerinde sıklıkla kullandıkları görülmektedir. İşret meclisleri daha çok mûsikȋ ile şiirin iç içe icra
edildiği müstesna ortamlar olarak bilinmektedir.
Güfte mecmuaları dinȋ ve din dışı muhtevalı zengin bir literatüre sahiptir. Sadece Türkçe değil, Farsça ve Arapça
güftelerin de yer aldığı bu mecmualarda dinȋ mûsikȋnin her formunda eserlerin bulunduğu görülmektedir.
Manzum ve matbu şeklinde olabilen güfte mecmuaları üzerine onlarca akademik tez çalışması yapılmıştır.
Mecmuaların son birkaç yüzyılda sayısı artmıştır. Özellikle 18. ve 19. yüzyılda güfte mecmuası sayısının arttığı
görülmekte, mecmualarda aynı güftelere rastlanılmaktadır. Güfte mecmuaları üzerine genellikle yüksek lisans
seviyesinde ve aruz bilgisine tam olarak hâkim olmayan öğrenciler tarafından çalışmalar yapılmış, bu durum
metin okumalarındaki hataları beraberinde getirmiştir. Kanaatimizce güfte mecmualarının divan edebiyatı
alanında çalışma yapan akademisyenlerce okunması ve incelenmesi -bu çalışmada yaptığımız gibi- müzik
alanının uzmanlarından destek alınması daha sağlıklı sonuçlar verecektir.Çalışmamızın konusu olan "Mecmû'atü'l-Letâ'if ve Sandukatü'l-Ma'ârif" ile aynı ismi taşıyan iki doktora tezi yapılmıştır. Bunlardan ilki Erdal Kılıç tarafından 2013 yılında yapılmış doktora tezidir. Bir güfte mecmuası olan eserin muhtevası çalışmamızın konusu olan eserden farklı ve daha kapsamlıdır. Aynı isimdeki ikinci çalışma ise bir nazire mecmuası özelliği taşımaktadır. Müellifi belli olmayan bu eser İncinur Atik Gürbüz tarafından doktora tezi olarak çalışılmış, aynı çalışma Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 2018 yılında e-kitap olarak yayınlanmıştır.