Referanslarını geçmişlerinden almayan hiçbir kültür ve medeniyet, yaşama ve hayatta kalma mücadelesinde başarıya ulaşamamıştır. Yaşadığımız topraklar üzerinde bizi birbirimize bağlayan değerler ve hepimizi buluşturacak ortak nokta, inançlarımız, tarihî kimliğimiz, kültür ve medeniyet sahasındaki beraberliğimizdir.
Millet olarak mazimiz temizdir. Tarih boyunca karşılaştığımız birçok olay, şahit olduğumuz birçok gelişme bizi köklü geçmişimizden koparamamıştır. Bilinçli bir şekilde, bizi ve inandığımız değerleri yok etmek isteyen yabancı kültür ve medeniyetler, arzu ettikleri başarıya ulaşamamışlardır. Özellikle günümüzde dünyaya yön veren ve insanlığı çepeçevre kuşatan Batı medeniyetinin tabiata, çevreye ve insanlara verdiği zarar ve dünya egemenliğini ele geçirmek için harcadığı efor göz önünde bulundurulursa, bize düşen görevin ne denli büyük, yüce ve erdemli bir vazife olduğu kendiliğinden ortaya çıkmaktadır.
Tarih, insanlığın ortaya çıkışından bugüne kadar iyiler ile kötülerin mücadelesine sahne olmuştur. Hilal ile Haç arasındaki bu mücadelede yerimizi, safımızı, kimliğimizi ortaya koymak, eğilip bükülmeden dik bir duruş sergilemek, güçlünün değil haklının yanında olmak, adaleti tesis etmek, özetle dünyaya kutlu bir mesaj sunduğumuzu ifade etmek zorundayız.