Söz sanatlarının en naifi olan şiir, günümüzde hak ettiği yerden uzak olması, bizim gibi şiir severleri üzse de Mustafa Sade'nin bu güzel eseri edebiyat adına büyük bir kazanç ve şiir severler için başucu kitabı hürriyetindedir. Geleneksel hece şirindeki tekniğe ustalıkla hâkimiyeti, kullandığı geniş yelpazeli dil, şiirlerindeki kusursuz ritim ve ahenk, şiir yazma konundaki ciddiyet, bilgi ve birikimi her şiirinde karşımıza çıkıyor. Şiir de konu seçimi çeşitliği, İşlediği konulara hâkimiyet yine göz dolduran başka unsurlardır. Yakinen tanıyanlar çok iyi bilir ki aslında her ne kadar hece şiiri kitabı olsa da şair usta bir aruz şairidir.
Kelâm önünde saygıyla eğilecek kadar güçlü bir silahdır.
Yunus Emre bunu muhteşem bir söz ile taçlandırmıştır.
"Söz ola kese savaşı söz ola bitire başı Söz ola ağılı aşı bal ile yağ ede bir söz"
Yunus Emre
Sözün gücü kaynağındandır Mevla kuluyla konuşmak için yine sözü seçmiştir. Söz sanatları bin düşünüp bir yazmak üzere düstur edildiğinden, etki ve tesiri mutlaktır. Kıymetli kalem erbabı Mustafa Sade şiir üzerine söz söyleyecek yetkinliğe erişmiş kendi kimliğini ve tarzını oluşturmuştur. Günümüzde yaşayan Şanlıurfa'nın şanına yakışır bir şairi olan Sayın Sade, yurdun öz evladı, milli ve dini duyguların harmanlandığı bir kalemdir. Kendisiyle aynı zaman dilimi paylaşıyor olmak ve muhabbetine tanıklık etmek benim için bir onurdur. Şanlıurfa'nın büyük usta Nâbî den . sonra bu toprakların mayasını almış, bir başka söz ustası yetiştirmesi Türk edebiyatı adına bir kazançtır.
Sözü söz ile bağlamak gerekirse;
"Sakın terki edepten, kûy-i mahbûb i Hûda'dır bu,
Nazargah-ı tlûhidir, makûm-ı Mustafâ'dır bu." Nâbî -der ve müsadenizi isterim.
Garip gelmiş dünyaya neylesin ederi yok
Urfa'ya Sade gelmiş Urfa'nın haberi yok
Mustafa Doğan
Mersin Şairler ve Yazarlar
Derneği Başkanı