Millî edebiyat dönemi romancısı olarak bilinen Reşat Nuri Güntekin, Türk kültürünün ve siyasi yaşamının yeniden şekillendiği bir neslin temsilcisidir. Bu nedenle kültürel mirasını Osmanlı'dan alarak kendisini yetiştiren Güntekin, Doğu ve Batı anlatılarını özümseyerek eserlerini kurgular. Reşat Nuri, romanlarında hem İstanbul'un saray ve köşk yaşamındaki bilinmezleri hem de Anadolu'nun derinliklerinde unutulmuş insanı ortak paydada buluşturmayı bilir. Özellikle aydının Anadolu'ya bakışını değiştiren anlatılarında, insanın her yerde insan olduğu gerçeği üzerinde durur.
Romantik realist bir çizgiden eleştirel gerçekçi bir çizgiye yaklaşarak romanlarını olgunlaştıran Reşat Nuri, insan olmak bilincini ironik bir anlatım tarzı ile vurgular. Güntekin, Türk edebiyatına kazandırdığı eserleriyle kendisinden önce işlenmeyen kasaba gerçeklerini irdeleyen, gündelik yaşamın kaygısını duyumsayan Anadolu insanını anlatı düzlemine yerleştiren bir kültür romancısı olur.