Mecnun çekingen bir tavırla elini kaldırdı. Hocanın kendisini dinlemek için durduğunu anlayınca: "Ama hocam, kadınlara bakma arzusunu da içimize koyan Allah, ama bunu günah sayan da Allah, ben bunu anlayamıyorum," dedi. Bütün çocuklar donmuş gibiydi, sanki en ufak bir hareket camiinin duvarlarını üstlerine yıkacak gibi tutulmuşlardı. Nefes alışlarını bile durdurmuşlar gibiydi. Önce soruyu soran Mecnun'a kocaman açılmış gözlerle baktılar, hepsinin kaşları hayretten yukarı kalkmıştı. Sonra yavaşça başlarını döndürerek aynı bakışları hocaya çevirdiler. Hepsi hocanın vereceği cevabı bekliyorlardı.
Mecnun eğilmiş ayakkabılarını giyiyordu: "Bakarız," dedi. Bu "bakarız" kelimesinde bir erkeğin bir kadını elde etmesinden sonra duyduğu özgüvenin kibiri gizliydi. Aynı zamanda bu eve bir çocuk olarak girmiş Mecnun'un erkekliğini kuşanmış olarak dışarı çıkarkenki acemiliği vardı. Kaşları çatılmış, sanki kızmış gibiydi Leyla'ya, arkasını döndü ve kendi evinin kapısına doğru yürüdü.
Türkiye Edebiyatının son on yılda yayınlanan en iyi aşk romanı. Film hazırlığı da yapılan modern bir Leyla ve Mecnun hikayesi. Türkiye Edebiyatının radikal kalemi Benjamin AE yazdı.