Şimdi sus'sak da olur!...
Anlatır nasılsa; eline geçen bir çiçeğin özü, ayağına batan sızısı dikenin, çocuğun kaçışı, yılların ağlayışı...
Farkındaysak!
Hüthüt kuşları da çok anlatmış. Belkıs kanmış hatta Süleyman sesini kanatlarına sürmüş, Züleyha ağlamış, taş bölünmüş İsmail'e, dağ delinmiş Meryem'de susmuş
Bilemezsin!
Öteden gelen bebeğin dilindekini... Gömleğin nişanesi önde mi arkada mı bilemezsin.
Her sırtını açana şifa gelmez. Mühür değmez her bedene, sular yokuşa da iner, yılan sevilir.
Bilemezsin!..."
Bazen takılır kalırız bir şeye yani mimlenir kalırız bizden öte değer verdiğimiz şey her neyse. Mimlenip kalmamız gereken asıl yerin, O'na "Mim" makamına olmasını bilmeden geçer gider ömrümüz...
Yazar Sevda Kıdeyş "Bir Mim Yeter" kitabında satırları sevgiyle, asıl sevgililer sevgilisine örmüş ve ilmek ilmek işlemiş. Bu kitabı okuduktan sonra "ben kalbimi nereye mimledim?" diyeceksiniz.
dedi.