İslam ilim geleneğinin hicrî üçüncü asırdaki kurucu şahıslarından birisi olan İmam Mâtürîdî, kelam sahasında olduğu kadar tefsir alanında da öne çıkan isimlerden birisidir. Öyle ki kaleme aldığı Te'vîlâtü'l-Kur'ân isimli eseriyle tefsir geleneği üzerinde kurucu ve yönlendirici bir etki meydana getirmiştir. Ayrıca bu eserinde takip ettiği yöntem ve yorum anlayışı kendi dönemi itibariyle özgün bir değer taşımaktadır. Şöyle ki Mâtürîdî ehl-i hadîs yaklaşımının hâkim olduğu bir dönemde Ebû Hanîfe'nin (ö. 150/767) takipçisi olarak ehl-i rey kanadının en güçlü temsilcisi konumundadır. Bununla birlikte Ebû Hanîfe, ehl-i rey yaklaşımının fıkıh alanındaki tatbikçisi konumunda iken Mâtürîdî ise daha ziyade tefsir sahasındaki uygulayıcısı durumundadır. Zira o tefsirinde yorum malzemesi olarak rivayetlere büyük oranda yer vermekle beraber kendi döneminin yaygın yaklaşımın aksine bunları sadece nakille yetinmemiş, bilakis nakil karşısında akli düşünceye de çok büyük bir önem vererek eleştirel bir yorum anlayışını benimsemiştir. Onun bu yaklaşım biçimi ilmî bir gereksinimin yanı sıra yaşadığı dönemin sosyal ve tarihsel şartları ve ihtiyaçları çerçevesinde şekillenmiştir. Dolayısıyla Mâtürîdî'nin tefsirinde takip ettiği özgün düşünce yapısının ve yorum anlayışının ortaya çıkarılması büyük bir önem arz etmektedir. Ne var ki günümüzde yapılan pek çok araştırma ve ilmi faaliyette Mâtürîdî'nin kelamcı kimliği üzerine yoğunlaşılmış, tefsirciliği ise belli oranda ihmal edilmiştir. İhmal edilen bu eksikliği gidermek için Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tefsir Anabilim Dalı öncülüğü, üniversite rektörlüğü ve fakülte dekanlığının desteğiyle 11-12 Haziran 2022 tarihlerinde "Bir Müfessir Olarak İmam Mâtürîdî Çalıştayı" düzenlenmiştir. Bu çalıştayda alanında uzman akademisyenlerin katılımıyla İmam Mâtürîdî'nin Te'vîlâtü'l-Kur'ân çerçevesinde bir müfessir olarak ayetleri yorumlarken takip ettiği yöntem, yorum anlayışı ve çeşitli konulardaki yaklaşımı incelenmiştir. Elinizdeki bu kitap "Bir Müfessir Olarak İmam Mâtürîdî" çalıştayında sunulan tebliğlerin bir ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Bu açıdan tebliğler yazarları tarafından tekrar gözden geçirilerek her biri bir kitap bölümüne dönüştürülmüş ve editör ekibi tarafından son kontrolleri yapılarak okuyucuyla bulaşmaya hazır hale getirilmiştir.