Dışardan gelen ısının ya da soğuğun, Scrooge üzerinde etkisi hemen hemen yoktu. Onu ısıtacak sıcaklık, üşütecek soğuk da yoktu. Esen hiçbir rüzgâr ondan daha dondurucu değildi. Yağan hiçbir kar onun kadar amacına ulaşamıyordu. Sağanak yağmurlar bile daha duyarlıydılar. Kötü hava onu nerede barındıracağını bilemiyordu. En yoğun yağmur, kar, tipi ya da buz yalnızca tek bir açıdan üstünlük taşıyabilirlerdi: Arada güzelce dindikleri oluyordu. Scrooge ise hiç pes etmezdi.
Yolda onu durdurup, Sevgili Scrooge nasılsın? Ne zaman beni görmeye geleceksin? diye soran kimse olmazdı. Ondan kimse dilenmez, ona saati soran çocuk çıkmazdı. Yaşamı boyunca ne bir kadın ne de bir erkek şuraya ya da buraya nasıl gidilir diye ona yol sormadı. Körlerin köpekleri bile onu tanıyor olmalılar ki, onu görünce sahiplerini kapı girişlerine ya da avlu içlerine doğru çekerler sonra da Kör göz, kem gözden iyidir, karanlıklardaki efendim, dercesine kuyruk sallarlardı.
Hepsi Scrooge'a vız geliyordu. lstediği de tastamam buydu. Yaşamın kalabalık yollarının kenarlarından ilerlemek, insancıl tüm yaklaşımları kendinden uzak tutmak Scrooge'un işiydi.