Duayen aşçı Erhan Üçüncüoğlu'nun kendi yaşamı ekseninde kaleme aldığı "Bir Öğün Zanaat" dünden bu güne Türkiye'de aşçılığın nasıl geliştiğine ışık tutuyor. Üçüncüoğlu'nun deyimiyle….gastronomi salt yemek yapmak değildir. Mutfak kültürünün yaşayan, dinamik bir şey olduğunu görüyorum. Bunu artık hepimiz görüyoruz. Değişen dünyayla birlikte Türkiye'de değişti ve zamanla mutfak, haliyle aşçı olmak çok kıymetli bir mesleğe dönüştü. Bir insan, bir parça ekmek ve yanına iliştirdiği zeytin, peynirle de karnını doyurur ama yemek, sadece yemek yapıp karın doyurmaktan çıkarak başka bir hal aldı. Yemek programları, yarışmalar, gurmelik, yemek tarifleri yapan sosyal medya hesapları, yemek dergileri, yemek kitapları, üniversitelerde açılan bölümler, yemek kursları… Yani gastronomi artık sadece gastronomi değil. Yer yer içi boşaltılan bir şeye de dönüştü. Aşçılık mesleği bir yandan popülerleşirken, diğer yandan da insan aklının alamayacağı ölçütlerde altı boşaltılmış durumda.
Bütün bunlar yapılırken, bizler, yani gerçek aşçıların bu piyasada nasıl çalıştığını, kendimizi nasıl ispatladığımızı ve nasıl emek vererek bu günlere geldiğimizi ve bunun doğal bir sonucu olarak gastronominin nasıl bu günlere geldiği hiç anlatılmadı.