Dalga ve kayalıklara doğru sürükleniyorduk. Sonra filikalar devrildi. Biz bir yana, filikalar bir yana suyun dibini boyladık. Suyun içinde bir süre kaldık, su yuttuk, şiştik. Sonra kendimizden geçtik.
Suya düştük, bir de biz iki kişi, en son çıktık. Dalga bırakmıyordu sanki. Suyun içine sokup çıkarıyordu.
Bir arkadaş, biz sizin duanızı bile yaptık, dedi.
Çarkçım beni suyun üstünde görmüş: "Ne o öyle dedim, suyun üstünde duran. Yaprak gibi duruyor. Sonra kazağından tanıdım. Sezai Abi değil mi bu dedim. Bağırdım, çağırdım. Türkçe, İngilizce ne dediğimi bile bilmiyorum. Seni öyle görünce Madagaskar'ın köylülerine seslendim. Köylüler geldi ve seni aldı," dedi.