"Gedikpaşa'da üç katlı, yarı ahşap evlerinin kapısına dayandıkları zaman hava henüz kararmamıştı. Baba kız, sefertası gibi her katında birer oda bulunan evden içeri büyük bir sevinçle alınmış, ovulmaktan sararmış ahşap merdivenlerin basamaklarını gıcırdata gıcırdata orta katta bir odaya çıkmışlardı. Hoşbeş faslından sonra babası, vakit geçirmeden, ikindi namazını kılabileceği temiz bir yaygıları olup olmadığını sormuş, Şinorik teyze de gidip işlemeli, nakış bir seccade ile bir tespih getirmişti. Babası, bir Hıristiyan evinde, ziyaretlerine gelecek Müslüman dostları için seccade ve tespih bulundurma inceliğini gösteren Şinorik hanımı, ömrünün sonuna kadar, anlata anlata bitirememişti. Her konuşmasında ne yapıp edip sözü ona getirir ve "Müslüman geçinen nice evde bir seccade bulunmazken Şinorik hanımın o ince dikkatini nasıl unuturum," derdi."