Kaç yamada bir yeniler bir yürek kendini? Kaç sessizlikten sonra karışabilir etrafındaki seslere? Yüreğinin en ücra köşelerini sevgisiz sevgililerin yara izleri bürümüşken, kaç zaman sonra açabilir yüreğini yeni aşklara? Kaç yalandan sonra denk gelebilir doğrulara? Zaman ilaçtır da, kaç ömür sonra görür o yaralar o ilacın etkisini? Alçı tutar mı kırılan umutlar? Hayallerinin enkazından son solukta kurtulan biri ne zaman sarıla bilir tekrar hayallerine? Yama tutmuyor artık yüreğim. Dilimde birikip, sessizliğimin duvarlarına çarpa çarpa param parça olan kelimelerimin mecali kalmadı artık dilimde sese bürünmeye. Dilim küstü sesime. Gökyüzümde yeri yok artık aşka kanat çırpan kelebeklerin. Zaten değil mi ki onların da ömrü bir gün, aşkın elinde? Ve siz gidenler; yalnızlığa, sessizliğe, sevgisizliğe mahkûm ettiğiniz yüreklerle aynı kaderi paylaşmanız dileği ile…